15 Kasım 2015 Pazar

Kitap Yorumu: Nathan Filer/Zaman İpliği

Mutlu keyifli pazarlar herkese,
İstanbuldakiler TÜYAP'ın son gününün keyfini çıkarırken bize sadece hafta boyunca instagramdaki fotoğraflara bakıp iç geçirmek düştü. Üzgün müyüz ? Kendi adımıza evet ama ben şanslı blogger arkadaşlarımı gördükçe mutlu oldum.

Bu hafta içinde sınavlarım başlayacağı için iki hafta gibi uzun bir süre kitaplığımda onları okumam için sabırsızlıkla bekleyen kitaplarımdan uzak kalacağım. Bende zaman bu zaman dedim ve boş geçen son hafta sonumda sizleri Matthew ve ağabeyi Simon ile tanıştırmaya karar verdim.

Matthew o yaz tatilinde 6 yaşındadır, ağabeyi Simon ise 8. Ocean Koyundaki karavan parkında çok güzel bir tatil geçiriyorlardı. Matthew'in tatil ile ilgili hatırladığı şeylerden biri de tatil dönüşü arabada annesi ve babasının ağlama seslerini duymaması için radyoyu son ses açmasıdır ve artık yanlarında Simon yoktur. Simon bir kaza sonucu ölmüştür, o artık yoktur. Küçük Matthew ne olduğuna anlam veremese de zaman geçtikçe olanları anlamaya başlar, Simon'un ölümünden kendisini sorumlu tutar. Teselliyi yazmakta ve çizim yapmakta bulur. Matthew neler yazmıştır ? 

Matthew'in ağabeyi Simon'dan sonra yaşadığı zorlu dönemleri kaleme alan bu romanı okurken göz yaşlarınızı tutmakta zorlanabilirsiniz. Sizi kalbinizden yaraladığı kadar anlatımıyla sürükleyici büyüleyen bir kitap haberiniz olsun. Aman dikkat kitap sizi içine aldığında büyüsünden kurtulmanız uzun zaman istiyor.

Elinizden kitabınız yanında kırk yıl hatırlı kahveniz eksik olmasın. Ben sınavlarımı bitirip bu alemlere dönene dek kendinize iyi bakın, hoşçakalın :)
'' Acının beni uyanık tutacağını sanmıştım ama ipin ucunu tutamıyorum. Zaman ellerimin arasından kayıp gidiyor.''

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder