10 Ekim 2015 Cumartesi

Kitap Yorumu: Kimberley Freeman/Kor Adası

Herkese merhabalar
Okullar açılalı yaklaşık 2 hafta oldu kendimle beraber bütün öğrenci ve öğretmenlere başarılı bir eğitim öğretim yılı diliyorum. Okulların açılması ile beraber benimde ygs-lys ye 16 ayım kaldığı için programım haliyle yoğun ve sorumluluklarım fazla ama ben çok sık olmasada zaman buldukça kitap okuyup yorumlarımı sizlerle paylaşacağım.

Arkadya Yayınlarının son kitabı Kor Adası'nı instagramdaki kitapseverlerle 1 Ekimde #kitapfidanıkoradası olarak okuduk. Kitap okumanın keyfi anlatılmaz iken beraber aynı kitabı okumanın keyfi tarif edilemez. Beraber okuduk aynı karakterlere beraber sinir olduk bir an önce bitirip birbirimizle yorumlarımızı paylaşmak için sabırsızlandık.

Kitabın kapağı yine bir Arkadya şaheseri. Arkadya'nın grafikeri yine harika bir iş çıkarmış. Eline yüreğine sağlık. Yeşil, sarı ve mavinin uyumu, bahçedeki çiçekler, insanın içini açıyor derler ya aynen öyle. Kitap ayracı konusunda Arkadya ya rakip tanımıyorum. Yani ilk önce kitabın dış görünüşü, kapak tasarımı kitapçıda al beni diye sizi kendisine çekiyor.

Kimberley Freeman'ı ilk kez okumama rağmen beni çok etkiledi. Kurgusu harikaydı. Sonunu kesinlikle tahmin edemedik ve sayfaları birbiri ardına çevirdik.

   1891 yılında harika bir yaz düğünüyle evlenen Tilly çok mutludur ve olacaklardan habersizdir.   Ta ki büyükbabası vefat edip düğününden 6 hafta sonra Lumiere sur la Mer'e gidene kadar. 

   2012 yılında yazar Nina Jones eski erkek arkadaşı ve onun hamile sevgilisini gördükten sonra hem kafasını toparlamak hem de teslim tarihi çoktan geçen bir türlü bitiremediği romanını yazmak için büyük büyükannesi Eleanor dan kalma Kor Adasındaki malikaneye gelir.

Tilly mutlu olabilecek mi ? Başına işler açan öfkesini kontrol edebilecek mi ? Yüreğindeki vicdan azabı ve pişmanlığı silebilecek mi ? Sizde benim gibi ah saf Tilly ah deyip Tilly'nin iyi niyetine ve saflığına üzülecek misiniz?
Peki ya Nina? 
Kitapta sizi hangi sürprizler bekliyor?

Elinizden kitabınız yanında sıcacık kahveniz eksik olmasın.
Sevdiklerinizle mutlu huzurlu bir haftasonu geçirmeniz dileğiyle.





''... onu hala seviyordu. Her sabah iyileşmiş olmayı umarak uyanıyordu. Ancak her uyandığında yüreğinde aynı çakıltaşının soğukluğunu ve aynı sızıyı hissediyordu.''


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder